Kasık biti denen bir asalağın yolaçtığı bir deri hastalığıdır. Bedenin belli bölgelerinde, özellikle kılların bol olduğu bölgelerde görülür.
Kasık biti, sokucu bir böcektir. Kanatsızdır ve değişimi ya da başkalaşımı tam değildir. İnsan bitleri ailesindendir. Görünümü baş bitinden farklıdır; yalnızca insanda bulunan bir asalaktır. Beslenmek için, asalak yaşadığı organizmanın kanını emer. yani kanyiyicidir (hematofaj). Dünyanın her bölgesinde «kasık bitleri»ne raslanır. Özellikle, sağlık koruma kurallarına uyulmayan toplumlarda bulunur.
Genel Görünüm
Uçlarında güçlü pençeleri olan uzun ve sağlam bacaklı, bodur bir böcektir. Erkeği 1 mm, dişisi 1,5 mm boyundadır. Kafa küçük ve dardır, önde tüylü 2 anteni vardır. Gövde 6 halkadan oluşur ve baştan, 3 çift pençeli bacağı taşıyan göğüsle ayrılır. Cinsel yönden farklılaşmıştır. Erkeğin cinsel organı sırtında, dişinin dış üreme organı karnındadır. Dişi birer birer, toplam olarak günde 10 tane kadar yumurta (bit sirkeleri) yumurtlar. Bu yumurtalar, 8-10 gün sonra kalkan yuvarlak bir kapakla kapalıdır. Her yumurta, bitin sağlam biçimde tutunduğu kıl boyunca yumurtlanır. Yumurta ancak milimetrenin onda biri boyundadır; ama iyi bir aydınlatmayla görülebilir. Yumurtalar, 15-18 günde erişkin hale gelen larvalara (kurtçuk) dönüşür. Erişkin, apışarası bölgesi, çatı bölgesi ve makat çevresi kıllarında yaşar. Bazı durumlarda, bu bitler, öteki kıllı bölgelere göçedebilirler: Koltukaltı kılları; kaşlar; kirpikler. Baş bitinin tersine, saçlarda hiç raslanmazlar.
Kasık biti, uzun bacakları sayesinde pençeleriyle kıllara asılarak, beceriksiz, ama etkili biçimde yer değiştirir. Beslenmek için, deriyi delmek amacıyla pençelerinden destek alır. Deriye tam anlamıyla yapışır ve onunla karışır; ancak büyük güçlüklerle yerinden sökülebilir. Biti ve yumurtalarını görebilmek için, çok dikkatli bir göz gereklidir.
Bulaşma
Kasık biti, kişiden kişiye, cinsel ilişkiler sırasında geçer. Bu arada, kamu araçlarında bulaşma yoluyla da (tuvaletler, trenler, metro…) organizmaya yerleştikleri sanılmaktadır. Ama birçok hekime göre bu olasılık, son derece tartışmalıdır. Kasık biti deriye yapışır ve deriyi delerek yalnızca beslenme amacıyla kan emer. Deriyi delmek için, deri üstüne, çok yoğun kaşıntılara neden olan, tahriş edici bir tükürük bırakır. Bu kaşıntı, asalaklı kişiyi, kendini karşı koyulmaz biçimde «tırmalamaya» iter. Ama bu kaşıntı değişmez bir belirti de değildir. Bazen bitlenme hiç belirti vermez; ancak eşlerden birinin genel muayenesi sırasında ortaya çıkar. Bazense, kaşıntı kesintilidir ve ancak bazı durumlarda (özellikle gece) ortaya çıkarak hastayı uyandırır.
Kasık biti, deriye yapışan, pençeleri sayesinde kıllara tutunan kanyiyici bir asalaktır.
Muayene
Muayenede tırmık izleri (bu tırmalama, öylesine şiddetlidir ki, deri tahriş olmuş, kırmızı, yanmış gibidir ve en küçük temasta kanar) ve sokulma izleri görülür; ayrıca büyük bir dikkatle bakılırsa, bit ve yumurtaları görülebilir.
Kirpiklere de bulaşabilen bit, göz kapaklarında enfeksiyona ya da iltihaba, göz sümüksel zarı iltihabına yolaçar. Bu bozunlara, ikincil bir enfeksiyon eklenebilir ve özgün biçimde tedavi edilmeleri gerekir. Kıllı bölgelerdeki, özellikle kasık ve çatı bölgesindeki kaşıntılarda en küçük bir kuşkuda bitle, hâlâ sık görülen bu hastalığın teşhisi için, bir hekime başvurmak gerekir.
Tedavi
Eskiden tedavide kullanılan DDT’nin başka bozunlara yolaçabileceği anlaşılınca tedavi değişmiştir.
Temel tedavi uzun süre, leğen ve makat bölgesi kıllarının traş edilmesine ve «özel merhem»ler kullanılmasına dayandırılmıştır. Tek başına sabun etkisizdir. Yumurtalar ya da bit sirkeleri, asetik asit, yani sirke tarafından yokedilir. Civa klorür ya da süblime de, kasık bitini kolayca öldüren ve dıştan kullanılan çok iyi bir temizleyicidir. Sonuçlarsak, asetik asitle civa klorür karışımından hazırlanan ilaçlar çok etkilidirler ve kılların traş edilmesini gerektirmezler. Bütün cinsel hastalıklar gibi, bitlenme de çok sık raslanan bir hastalıktır. Sağlık koruma kurallarına yeterince uyulmaması, sağlıklı yaşama elverişsiz konutlar ve genellikle asalakları taşıyan kişilerin aldırmazlığı ve sorumsuzluğu, hastalığın yayılmasını destekler.